
Her zamankinden daha önemli ve değerli bir yerde gördüğüm Geri Dönüşüm Sanatı, sürdürülebilirliğin gerçek bir tehlikeye dönüştüğü günümüzde, sürdürülebilir bir gelecek için eleştirilerini sanat üzerinden yapan, insanın doğada yaptığı tahribata odaklanması dolayısıyla uzun süredir ilgimi çeken bir dal. Kullandığım buluntu malzemeleri, geri dönüştürülmek üzere toplanmış teknolojik seri üretim objeleri olmalarına rağmen, sadece bu işler için üretilmiş gibi görüyorum. Buluntu objeleri geri dönüştürerek enstalasyon üretme nedenim, doğanın kitlesel bir yok oluşa doğru sürüklenerek sömürülmesi ve aşırı kentleşmenin beraberinde getirdiği sosyal ve estetik sorunların insana yaşattığı yabancılaşmayı anlatabilmek.
Üretimlerimde amacım, elektronik atıkları anti-anıtsal bir hale getiren bir inşa ve yenileme fikri ile katılımcıyı bir bilinmezliğe ve tahmin edilemezliğe, aynı anda kullandığım canlı renklerle duygusal bir yoğunluğa sürüklemek ve aynı zamanda şehir ve doğa arasındaki çekişmeyi, kurduğum fiziksel oyun alanlarında bir oyuncaklılıkta ifade edebilmek. Yapıtlar, tüm bunların ışığında, izleyicinin her hareketinde yeni bir görüş açısı ve yeni bir gerçeklik oluşturan, dolayısıyla da sınırsız ve her an değişen bir imgeler deneyimi yaşatmasına odaklanan bir alanı temsil ediyor.